Evet, aynen de bunu söylemeye getirdiler bize… Sizin ölümünüz de sakatlanmanız da size müstahaktır demeye getirdiler. Neden diye sorduğumuzda:
TSK veya Emniyet mensubu olmaya karar veren sizler, her ne kadar da ölüm ve sakatlanma riski en fazla olan bu meslek gruplarını seçmiş olmuş olsanız bile… Kendi istek ve rızanızla seçmiş olduğunuz için başınıza gelebilecek ölüm ve sakatlanma hadisesi size reva olmuş olacaktır. Bu her ne kadar vazife başında ve ifası esnasında olsa bile bir şey değişmeyecektir demiş oldular bizlere… Çünkü 2013 Ağustos’unda %25 gibi ciddi bir artıştan yalnızca bizleri yararlandırmadılar sizin kanunuz “öylesi” bir kanundur da ondan! Dediler!
Pekiyi bizler kim miyiz? Bilenler şüphesiz çok iyi biliyor da bilmeyenler için bir kez daha hatırlatalım:
Bizler, SGK’NİN pek müstesna kanaat mekanizmasının tasnifi neticesinde kendi sübjektif değer yargılarını içeren ve yine pek müstesna kanunları 5434/45’e monte edilmiş TSK ve Emniyet Vazife Malullüleri ile Şehit Yakınlarıyız…
Bu konu da o kadar çok şey yazıp çizdik ki bunu dile getiriyor olmaktan artık ciddi bir duygu hezeyanı içerisindeyiz.
Bizlere verilmemiş olan bu artış bizleri çok ama çok derinden yaralamıştır… Bu konunun ta başından beri moderatörü ve öncüsü olduğum ve bizatihi bu artıştan yararlanamamış birisi olduğum için… Arkadaşlarımızın da bana bu konuda açılan telefonlarından tutun da ileti yollayanlara kadar maneviyatlarının ne denli örselendiğini şüphesiz herkesten çok ben iyi biliyorum…
Ne söylesek ne yapsak da;
Kendilerinin daimi menfaati söz konusu olduğunda “aslan” kesilen bilahare seçim meydanlarında söylenmiş olan hoyrat ve kem her sözü meşru ve mubah gören siyasilere, bizlerin bu kabul edilemez tecridini ortadan kaldırsalar da böylesi bir hakkaniyetsizliğe son verseler…
Nutkumuz tutuldu bildiğimizi unutur hale geldik şaşkın ve biçareyiz ki söyleyecek söz bulmakta zorlanıyoruz artık.
En son Sayın İsmet YILMAZ Bey’in açıklamaları (yazılı) olmuştu... Gelin görün ki bunun hızlandırılması ve hayata geçirilmesi ile ilgili en ufak bir iyi niyet göstergesi olmadı geçmişte...
Hala Arkadaşlarımdan gelen ileti ve telefonların ardı arkası kesilmiyor. Çünkü aldıkları maluliyet aylıkları sefalet aylıklarıdır.
Yıllardır erimeye terk edilmiş maaşları, tam bir ümit ışığı doğduğu esnada tekrardan kaderine terk edilmiş olmasını nasıl kabul edebilir ve nasıl sineye çeke biliriz (?)
Tek tesellimiz/beklentimiz;
Meydanlarda hemen-hemen her kesimin refah seviyesinin müspet manada iyileştirilmesi yönünde konuşup siyaset yapan insanların TSK ve Emniyet Vazife Malulü ile Şehit Yakınlarının sefaletine seyirci kalacak olmalarını düşünemiyor ihtimal vermiyoruz.
Kurulacak olası Koalisyon Hükümetlerinden;
Önceki Hükümetin bu ahde vefasızlığını düşünce envanterinden silip, bizlerin mağdur edildiğini ve anayasal hakları temelinde (61.Madde/10.Madde) eşitlik ilkesinin dumura uğratılmışlığını görüp vicdanlı ve kadir kıymet bilir mahiyette bizlere sahip çıkmalarını ve bu doğrultuda hareket etmelerini bekliyoruz…
Diğer yandan Tüm Şehit Yakını Çocuklarının mutlaka istihdam edilmesini bekliyoruz… Yakın tarihte bir Şehit Yakını Evladımızın;
2013 Ağustosunda Bize aynen şunu söylemeye getirdiler; Sizlerin ne kapanan gözleriniz, ne de kopan kol-u kanadınız; bizlerin umurunda değildir. Ola ki bu, vazifenin başında vuku bulmuş olsa bile... Takdir aziz milletimizindir.
Saygılar sunuyorum…
Ceyhan KAYA
TSK Mensubu vazife malulü
http://www.gazihaber.com/kose-yazisi/886/sizin-olumunuz-de-sakatlanmaniz-da-size-mustahaktir.html