E. Dz. Asb. Mustafa Sevimli'nin yayınlanmak üzere göndermiş olduğu 4 bölümlük 1975 Asubay Eylemleri içindeki anılarını ve değerlendirmelerini anlattığı "1975 Ocak" başlıklı yazı dizisinin DÖRDÜNCÜ ve SON bölümünü yayınlıyoruz.
Sn. Mustafa Sevimli'ye yaşanmışlıkları ve kişisel değerlendirmelerini Asubay toplumu ile payşatığı için teşekkür ederiz.
Bizler biliyoruz ki 1970 ve 1975 olayları Asubayların hak, adalet ve onur mücadelesinde geçmişten geleceğe bırakılmış değerli bir miras ve meşaledir. Ocak 1975 Asubay hak adalet ve onur mücadelesinin 41'inci yıldönümünde o günleri yaşamış tüm kahramanlarımızı saygılarımızla selamlarken ebediyete intikal etmiş olanlara Allah'tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve esenlikler dileriz...
OCAK 1975 OLAYLARINA DAİR NOTLAR
1 - Olayların başlamasına yakın günlerde, bazı arkadaşlarımıza göndereni belirsiz mektuplar gelmişti. İsim ve görev adresleri nasıl elde edilmişti, bilinmiyordu. Bu mektuplarda, günün siyasi anlatımına benzer şekilde, çalışma şartlarının olumsuzluğundan, uğranılan haksızlıklardan, mağduriyetlerden söz ediliyordu. Olaylar, birbirini izleyen günlerde, ayrı yerlerde, ayrı günlerde gerçekleşti. Adeta ayaklarını yere vurarak geldiğini duyurmasına karşın yönetenler, basit konularda bilgilendirici, uyarıcı toplantılar yaparken, bu olayları uyarmakta, önlemekte ilgisiz kalmışlardı.
2 - Bir zaman sonra, bu gibi konularda eğitim almış birisi, bu olaylar için, yüksek potansiyele sahip kitlelerin, aşırı yüklendiğinde beklenmedik zamanda, kontrol edilemeyecek tepkiler verebileceğini, sonucunun kestirilemeyeceğini, yönetimi zora sokacağını açıklamıştı. Bu riskin yok edilmesi için, yönetim tarafından kontrollü tepki vermeye yönlendirildiğini ve böylece yükselen geriliminin düşürüldüğünü, bunun bir yönetim stratejisi olduğunu söyledi.
3 - Başarılı sonuçları sahiplenme kolaylığını görev edinenler, bize suç ve cezası olarak dönen bu olayların sonucunu görevde başarısızlık olarak sahiplenme sorumluluğunda olmadılar.
4 - Uzun zamandır, ayrılma fırsatı araştıran bazı arkadaşlarımız, bu olaylardan gelişen ortamdan yararlanıp, kişisel çıkışlar yaparak, kendilerini meslekten attırdılar. Bazı arkadaşlarımızın tutuklu iken, duruşmalar başlamadan, görevden ilişkisi kesildi. Çıkarılanların çoğunun ilk görev yıllarında oluşu, ilginç bulunmuştu. Bunun, herkes tarafından coşkulu sevinçle karşılanması, şaşırtıcı, düşündürücü oldu.
5 - Tutuklu iken davanın savcısı; "haksız olduğumuz için değil, hakkımızı ararken yasalara göre suç işlediğimiz için" orada tutulduğumuzu açıkladı.
6 - Duruşmalar başlamadan önce, ceza kararının belli olduğu söylentisi yaygın olarak konuşuluyordu. Mahkeme sonundaki karar, söylentinin doğru olduğunu gösterdi.
7 - Olaylara katılmayanlara "bu tutumları nedeniyle" hiç kimse olumsuz tavır koymadı ise de onların bir yalnızlık hissettikleri hep fark edildi. Onları, bazen eziklik, bazen de eksiklik kıskacı kaptı. O yıllarda aramızda sağcı-solcu, sosyalist-faşist, kapitalist-komünist, ilerici-gerici gibi siyasi görüşü farklı arkadaşlarımız vardı. Fakat bu farklılıkları göz ardı ederek, olaylara katıldılar.
8 - Olay günlerinde izinli, istirahatlı olanlar, olaya katılmayanlar, olayların başlangıcında konuşmalarıyla toplumu yönlendirip, sonra ortalıkta görünmeyenler olduğu söylendi. Katılıp da yargılanmayanlar, savunması uygun bulunup ceza almayanlar da olduğu konuşuldu. Bazılarının daha sonra erken terfi, iyi yerlerde rahat çalışma, çeşitli şekilde ödüllendirilme, sınıf değiştirme gibi başarılı sonuçlar aldıkları söylentilerinin doğru cevabının asla bulunamayacağını biliyorduk.
9 - Tutuklu olduğumuz zaman içinde ne zaman geri döneceğimizi soran eşlerimize, "Onlar biraz zor dönerler" cevabıyla "içimizden" moral sabotajına uğramamızın, Yeniçeri isyanı çıkarmakla benzerleştirilmemizin, toplanan yardımların "içimizden" yok edilmesinin olumuz etkilerini, sınıf bilincinin verdiği dirençle kolay atlattık. Olayların sonucunda kişisel zarar görmemize, yıpranmamıza karşın bunları önemsemedik. Olumsuz yansımalarını, mağduriyetlerimizi bastırdık. Yaşananlar, kısa zaman sonunda unutuldu, konuşulmaz oldu.
10 - Olaylardan daha sonraki zaman içinde, bazı ekonomik iyileştirmeler oldu. Bu iyileştirme pek ilgiyi, dikkati çekmedi. Bugün için, bu iyileştirmenin zaman içinde eriyerek, geri kaldığı anlaşılıyor.
Son yorum, bir soru:
HAK VERİLMEZ, ALINIR bir sonuç mudur?
Mustafa SEVİMLİ
Emekli Deniz Asb.
SON
Kapak Resmi : Mustafa AYTAR