Yıllardır sürüncemede bırakılan asubay hakları ile ilgili adâletsizliklerin en önemli üç maddesi 1 Kasım seçimleri öncesinde ve sonrasında verilen sözler sonucu çözüm yoluna girdi.

2002 yılında Asb. MYO Kanunu çıkarılırken çözülmesi gereken İntibâklar sorunu 13 yıl sonra çözülerek 9 Ocak 2016 günü Resmi Gazetede yayınlandı. Sosyal Güvenlik Kurumunun çalışmalarını bitirmesinden sonra meslektaşlarımız 1.1.2016'dan geçerli olmak üzere yeni derece ve kademelerinden maaş almaya başlayacak.

İntibâkların çözülmesinin ardından Asubayların gözü kulağı göreve başlangıç dereceleri ve Sayın Başbakanın Konya mitinginde açıkça söz verdiği makam ve görev tazminâtlarının çözümü yolunda atılacak adımlara kilitlendi. Ancak tazminâtlar konusunda önemli bir engel vardı. Bu engel yıllardır olduğu gibi Genelkurmay Karargâhında nasıl yaparız da bu haktan en az sayıda Asubayın yararlanmasını sağlarız çabası içinde olan kurmay zekâsı ve buna alet olan, güya Asubayların karargâhtaki temsilcisi olduğu iddia edilen meslektaşımızdı.

Yazımızı okumaya devam etmeden önce Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Konya mitinginde söylediği sözleri hatırlayalım; “Astsubay emeklilerinin makam, görev tazminâtı ve intibâklarını yapıyoruz, 2003 öncesi ile sonrası arasında hiçbir fark olmamasını sağlıyacağız.” dedi Sayın Başbakan. ( Konuşma videosunu izlemek için resmin üzerine TIKLAYINIZ )

İlk günden bu yana tazminâtların önüne çeşitli zorlaştırıcı engeller  konulması çabalarını şekillendirme çalışmalarının bir ayağı da  el altından servis edilen bilgilerle nabız yoklama faaliyetleri idi. Ne yazık ki bu görevi de Genelkurmay Asubayı ve Kuvvet Asubayları  gerçekleştirildi. Bazı meslektaşlarımız ise onların servis ettiği bilgileri çok önemli bir iş yapıyormuş edası ile yayarak bu çabanın piyonu oldu.

Tazminâtların 24 yılını dolduran asubaylara verileceği, 1/4 şartının getirileceği, 2 kademeli kıdemli başçavuş şartının getirileceği gibi akıl ve adâletten uzak önermelerle yapılan nabız yoklamalarının gördüğü tepkilerden sonra son çare olarak sicil şartı gibi Görev ve Makam Tazminâtı ile ilgili yasal düzenlemelerde bu güne kadar hiç gündeme gelmemiş bir dayatma ortaya atıldı.

Aldığımız bilgiler bu konuda ısrarcı oldukları yönünde. Siyâset kurumu iktidarı ve muhalefeti ile bu adâletsizliği görerek ortadan kaldırılması yönünde irade gösterirken Genelkurmay’ın böyle akıldışı bir yola başvurması elbette boşuna değil. Askeri darbelerin ardından nalıncı keseri gibi subaylardan yana yontulan maddi kazanımların ana felsefesi olan “benim teğmenim asubaydan az maaş alamaz” zihniyetinin iflâsı anlamına gelecek düzenlemelere karşı böyle bir direnç göstermeleri beklenen bir durumdur. Bunu gerçekleştirmek için de Başbakanın seçim meydanlarda verdiği sözleri havada bıraktıracak kurnazca operasyonları da hep birlikte görüyoruz ve göreceğiz.

Makam/görev tazminâtının asubaylara verilmesinin önünde hiçbir yasal engel yoktur. Yıllardır hukuksuz olarak bu tazminâtlar asubaylara verilmezken, "diğer kamu görevlileri de ister" vesaire gibi soyut nedenlerle “başarı tazminâtı” adı altında, makam/görev tazminâtlarının verilme şartlarından farklı şartlara bağlanmış tazminât icât etmek samimiyetsizliktir. Yıllardır Asubay haklarının verilmesine siyasetin engel olduğu iddialarını el altından servis eden TSK üst yönetimi siyasetin bu haksızlıkların giderilmesi yönünde gösterdiği irâdenin onda birini göstermeyerek gerçek yüzünü göstermiştir.

Başbakan seçim meydanlarında intibâkları ve makam, görev tazminâtlarını vereceğiz dedikten sonra Etiler Orduevinde asubayları toplayarak "tüm sorunlarınızı çözeceğiz" diyen Genelkurmay Başkanı'nın bu sözlerinde ne kadar samimi olduğunu "övgüler düzen meslektaşlarımızla birlikte" göreceğiz. Bir emirle ölüme gönderdiği Asubaya tazminâtı vermemek için gösterilen çabaların sonucunda ortaya çıkacak tablo herkesin gerçek yüzünü ve rengini gösterecek turnusol kâğıdı olacaktır.

28 Yılını dolduran Albaylar 3 yıl erken emekli olsunlar diye hiç bir şarta bağlamadan, asubaya vermemek için türlü bahane ürettiği tazminatın neredeyse 15 yıllık toplam tutarı olan, 57.000 TL'lik promosyon verilmesini siyasetin önüne koyan Genelkurmay Başkanlığı bu çifte standarda nasıl bir kılıf uyduracak merak ediyoruz.

Geçmişte Albay ve Yarbaylara hiçbir şart öne sürülmeden verilen makam/görev tazminâtlarının asubaylara sicil şartı getirilerek verilmesi dayatmasının altındaki bir diğer önemli gerekçe de tazminâtı ve şart olarak koymaya çalıştıkları sicili asubaylara karşı SOPA olarak kullanma iradesidir. Yani anlayacağınız Tazminât havucunu sicil sopasına bağlama çabası bunun en önemli nedenidir.

TSK sicil sistemi objektif değerlendirme sağlayabilecek bir sistem değildir. Sicili veren amirin kişisel özellikleri verilen sicildeki en önemli açmazdır. Örneğin görev yaptığı her birlikte sorun yaşayan bir subayla meslek hayatım boyunca iki kez çalışmak zorunda kaldım. Bu subayın mesleki yetersizliği herkesçe bilinmesine rağmen hiç aksatmadan rütbelerini aldı, Albay olarak emekli oldu ve şimdi asubaylar için sicil şartına bağlanmaya çalışılan tazminâtları aldığı gibi bir de kadrosuzluk tazminâtı ile emeklilik hayatını mutlu mesut sürdürüyor. Onun emrinde çalışma şanssızlığını yaşayanlar ise tazminâtlar için getirilmeye çalışılan sicil şartının kurbanı olacak ne yazık ki.

Bir diğer önemli husus ise daha 90'lı yıllardaki Konut Edindirme Yardımı (KEY) kayıtlarını bulamayan TSK'nın arşiv sisteminden 1970'li yıllarda emekli olmuş asubaylarımızın sicillerinin nasıl bulunarak sisteme işleneceğidir. Bir KEY mağduru olarak bizleri yıllardır mahkeme kapılarında süründüren bir kurumun böyle önemli bir konuda sağlıklı çalışma yapabileceğine inanmıyorum. Bu vesileyle KEY benim gibi bir çok meslektaşımızın KEY mağduriyeti davasını özveriyle takip eden A&F Hukuk Bürosunun ortakları değerli meslektaşlarım Avukat Adem Demir ve Fevzi Aksoy'a teşekkür ederim

Geçmişte 1’inci dereceye yükselmek için getirilen son 6 yıl 90 ve üstü sicil şartının asubaylara karşı nasıl silah olarak kullanıldığını yaşayarak gördük. O zamandan kalma ezberleri ile şimdi de tazminâtlar için sicili silah olarak kullanma çabalarını siyâsetçilerin görmesi ve asubaylara verdikleri sözleri böyle basit ayak oyunları ile havada bırakmamaları dileğimizdir.

Böyle ayak oyunları ile çıkarılacak tazminat düzenlemesi "Oda hapsini kaldırıyoruz" şalının altına gizlenen çağdışı “TSK Disiplin Kanunu”ndan sonra "Asubaylara hak veriyoruz" şalı altında vurulacak ikinci darbe olacaktır.

Bu oyunu bozmak için her platformda sesimizi duyurmak, kişisel hesaplar ve husumetleri bir kenara bırakarak TEMAD Genel Merkez yönetiminin bu husutaki çabalarına önkoşulsuz destek vermek öncelikli vazifemiz olmalıdır. 

En derin kaygılarımla…

Halil ERGENLİ

E. Dz. Asb. Kad. Kd. Bçvş.