Bir meslektaşımın sosyal medyada paylaşımından;
Hindistan'da filleri evcilleştirmek için ilginç bir yöntem kullanılırmış.
Orman zeminine, filin içine düşebileceği büyüklükte bir çukur kazılır ve üzeri dallarla örtülür.
Yavru fil gelip dallara bastığında çukurun içine düşer.
Fil, çukurdan çıkmaya çabalar ama başaramaz, takatsiz kalır, kurtulma ümidi kaybolur, hayatına dair müthiş bir korkuya kapılır, çaresizce bir mucize kurtuluş yolu veya ecelini beklemeye başlar.
Fil avcıları yüzlerini de kapatan tümüyle simsiyah giysiler içinde, ellerinde sopalarla gelip fili şiddetli bir şekilde döver, yara bere içinde bırakırlar.
Hayvan, yediği sopaların ve yaralarının verdiği acıdan ve çukura düşmesi nedeniyle yaşadığı korkudan dolayı, hayatında görmediği bir bunalım ve ruhi çöküntü yaşar, birkaç saat içinde...
Sonra aynı avcılar, ağaçların arkasına gider ve üzerlerindeki siyah elbiseleri tümüyle çıkarıp, baştan aşağı beyaz elbiselerle ve ellerinde çeşit, çeşit yiyecek ve meyve sepetleriyle geri gelirler.
File şefkatle yaklaşır, onu besler, yaralarına pansuman yapar, okşayıp sever, güzel sözler söyler ve onu düştüğü çukurdan çıkarırlar.
Fil, bu beyaz giysili kurtarıcılarının kendisine gösterdiği karşılıksız sevgi ve ilgiden dolayı o kadar minnettar kalır ki o andan itibaren ömür boyu onların gönüllü kölesi olur, her istediklerini yapar ve asla sözlerinden çıkmaz.
Onların kendisini az önce tuzağa düşüren, bunalıma sürükleyen ve döven siyah giysili adamlar olabileceği aklına dahi gelmez.
Değişim ve gelişim, durumun farkında olmak ve farkı fark etmekle başlar. Gözünü kırpmadan vatanı ve milleti için ölümü göze alanların, asgari yaşam koşullarında dahi hakkını ve hukukunu dile getirmekten çekinen anlayışa sahip olan temsilcileri, görüntü vermeye gelince her platformda kişilerle boy boy fotoğraf vermekten çekinmiyor. Dağların da fotoğrafı çok güzel manzarası hoş ama o karlı dağların suyu ile vücudumuzun yaşam dengesi sağlanıyor. O sayede akça pakça oluyoruz. Bizler Türkiye’mizin ve silahlı kuvvetlerimizin o soğuk uzak ve şehrindeki kardan gelen suyuyuz.
Dağlarda karız, şehirde su
YAŞAMIMIZ DA BU
Duran YILDIZ