
Tayyar Tahiroğlu (Cafer Özdilek)
Edebiyat dünyasına pek çok eserler bırakarak 2003 yılında vefat eden şair ve yazar, emekli hava asubayı Tayyar Tahiroğlu (Asıl adıyla Cafer Özdilek)’nun hayat hikayesini onu çok yakından tanıyan Abdülkadir Güler’in kaleme alarak milliyet blog sayfasında yayınladığı yazısından okuyalım.
Anılarda kalanlar: Bir Tayyar Tahiroğlu vardı
Bu yazımda asker şair ve yazarlarımızdan Tayyar Tahiroğlu’nu anmak ve yazmak istedim. O’nu anmak bir yerde benim için bir vefa borcudur. Çünkü onunla birlikte yaşadığım bazı anılar ve olaylar vardır. Kimi zaman birlikte yaşadığınız veya iyiliğini gördüğünüz insanları öldükten sonra bir kalemde tutup atamazsınız. Vefa denen bir şey vardır. Vefa sadece İstanbul’da bir yerin, bir semtin adı değildir elbette.
Tayyar Tahiroğlu, 9 Haziran 1928 yılında Lüleburgaz’ın Hamitabat Köyü’nde doğdu. Asıl adı Cafer Özdilek’tir. İlkokulu kendi köyünde, Liseyi İzmir ve Diyarbakır’da bitirdi. Hava Astsubayı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bünyesinde uzun yıllar hizmet verdi. Şiir ve yazılarını (T, T, ) Yani Tayyar Tahiroğlu mahlası ile yazdı. Ve bu isimle Türk Edebiyatında yer aldı.En son Hava Eğitim Komutanlığı’nda görevli iken;1971 yılında kendi isteğiyle emekli oldu.Son yıllarda İzmir Özdere ‘de kendi adına hazırladığı Özdilek adını taşıyan bir pansiyonda kalıyordu. Sanat, kültür alanında çeşitli sanat ve kültür dergilerinde, bazı yerel Anadolu gazetelerinde yazılar yazıp, uğraş veriyordu, sevgi dolu bir insandı, bir gönül adamı idi.
Tayyar Tahiroğlu, şiir, öykü, deneme, gezi, araştırma, inceleme, röportaj gibi konularda bir çok eserler vermişti. gezip gördükleri yerleri yazarak kitap halinde Türk kültürüne kazandırmıştı. Yayımladığı “ÇOK GEZEN Mİ?” ( Eylül 1993) adlı kitabının ilk düzenlenmesini ve önsöz’ünü bu satırların yazarı tarafından yazılmıştır.
”Kutsanmış Topraklar”(Aralık1997). Eserin giriş bölümünde okumak ve yazmak konusunda şunları vurguluyor :
- ”Kitaplar insanlar arasında düşünce ve bilgileri, inanç ve duyguları yayan, zeka ve kültürün, ilim ve sanatın değer hükümlerinin dünya ölçüsünde paylaşılmasına ve zaman içinde devamını yardım eden vasıtalardır. Kitaplar bir milletin kültür değerlerini dünden bugüne ve hâttâ yarına taşıyan varlıklar olarak Milli Kültürün temel taşları ve aynı zamanda insanlığın paylaştığı ilim ve fikir dünyasına açılan kapılardır.”diyordu.
Yine Tayyar Tahiroğlu kitaplarını bana imzalı olarak armağan armağan ederken şunları söylüyordu :
-Sevgili Hocam, şu gördüğün 35 U 7491 plakalı beyaz Şahin’im” Düldülümle “ yaz-kış, gece- gündüz demeden kar-fırtına, dağ-bayır, dere-tepe, aşarak bütün Anadolu’yu adım adım gezdim. Bunları “KUTSANMIŞ TOPRAKLAR” 3 cilt halinde yayınlıyorum. Toplam 734 sayfayı bulan bu kitaplarım tüm ile Anadolu’yu anlatıyor, tarihi ve kültürüyle.Bu kitabımın önsöz’ünü yine size bırakıyorum. Bayburt ve Gümüşhane’yi bu talihsiz eserleri görmek nasip olmadı. Tunceli, Eruh, Pervari ve Çukurca’ya terör nedeniyle gidemedim” diyordu.Başlı başına bir Evliya Çelebi gibi gezen bu eserler tümü ile Anadolu’yu anlatıyorlar. Gerçekten bu her üç yapıtın önsözü de bana nasip oldu.
Gezip gördüğü bazı yerleri şöylece yazabilirim : Adıyaman, Adilcevaz, Ahlat, Akçakale, Andırın, Anılarda Siirt, Antakya, Aydın, Başkale, Batman, Baykan, Belen, Bingöl, Belkisin Hamamları, Batman, Beşiri, Şanlıurfa, Ceylan pınar, Viranşehir, Cizre, Çukurova, Dar Geçit, Diyarbakır, Gaziantep, Habur Sınır Kapımız, İskenderun, Kuşadası, Kurtalan, Mardin, Kızıltepe, Pervari, Suruç, Tatvan, Veysel Karani, Muş, Van, Yayladığı ve yüksek ova gibi yerleri adım adım gezmiş ve incelemiştir. Bunlarla ilgili bilgileri” Kutsanmış Topraklar”da yer vermiştir.
Tayyar Tahiroğlu ile birlikte gezdiğim birçok yerler de oldu. 1997 yılında Mart ayında yanılmıyorsam şair Zehra Pınarses Balikesir’de bir şiir günü hazırlamıştı. İzmir’den Tayyar Tahiroğlu beni telefonla aradı “ Hocam yarın seni İzmir’de bekliyorum. Düldülümle birlikte(35 U 7491 plakalı şahin ) Balikesir’e gideceğiz “diye. Ertesi gün İzmir’e gittim İzmir ordu evcinde buluştuk. Oradan Manisa ve Balikesir’e gittik. Yolculuğumuz çok tatlı geçti. Konuksever bir insandı. Eli açık ve cömertti. Bir iki yerde birlikte yemek yerken parayı vermeye çalışırken ısrar edip “ sen benim konuğumsun ”diyordu. Bir yerde ısrarla arabaya benzin koyup parasını vermiştim. O günleri unutmak hiçte olası değildir.
Balikesir’de yapılan şiir şöleninde Halil Soyuer, Dr.Tahir Kutsi Makal, Cemal Safi, Zehra Pınarses, Eşi Kaya Pınarses, Ali Abdülkerimoğlu, Osman kara aslan, Yalçın Benlican, Engin Çır, Ömer Kalafat Afyon, Göktürk Mehmet Uytun, hazır bulunmuşlardı. Şiir şöleninden sonra yine birlikte İzmir’e geldik.
Söke’nin düşman işgalinden Kurtuluşunun yıl dönümünde 6, 7 Eylül 2003 tarihinde Söke Belediyesinin katkılarıyla yine Söke’de bir şairler şölenini gerçekleştirmiştik..

Yine Anadolu’dan birçok şair arkadaşı davet etmiştim. Hatırladığım kadarıyla Mustafa Ceylan (Antalya ), M.Kemal Yılmaz Hüseyin Yurdabak, Aysel Al ( Ankara), Ali Abdülkarimoğlu (Simav) Gündüz Aydın, Ahmet Otman ( Salihli ), Kâzım Poyraz, Nazmi Alper Tanrıverdi ( Manisa) Birdal Can Tüfekçi, Ünal Şöhret Dirlik (Fethiye ), Melahat Ecevit Zeki Çelik, Ozan Yeşilyurtlu ( Isparta ) , Mehmet Uygun ( Kütahya) Yücel İpek( Bursa), Şükrü Öksüz, Fuat Gürsoy, Süleyman İncedal ( Aydın ) Söke’den O.Hasan Bıldırki, Talat Avcı, Abdülkadir Güler, Yaşar Çağbayır, Halil Güven, Fahri Sevil, Suat Tutak, Hüseyin Yıldız, Metin Akdeniz, Aşır Tanca, Yusuf Çıldır, Abdüllah ziya Kabak, Şennur Çoban Parıldar, Selim Sabit Pülten, Mustafa Pamukçu, Mustafa Özcanyüz, Hıfzı Altümsek ve Ayhan Sert katılmışlardı. Hepsini hatırlayamadım. İşte O zaman İzmir’den aramıza katılan Tayyar Tahiroğlu, emekli öğretmen Hatice Müberra Kıran’da vardı. vardı. Tayyar Tahiroğlu bir hayli yorgundu.
-“Tahiroğlu ağabeğim, neden zahmet ettiniz, gelmeseydiniz gücenmezdim, keşke gelmeseydiniz, sizi yorgun olarak görüyorum “dediğim de. “Hayır çok iyi ettiniz. Ben şiir okumaya, şiir dinlemeye gelmedim. Şair dostlarımla VEDA etmeye geldim. “Allah’a ısmarladık demek” için bu arkadaşları bir daha nerde bulacaktım. Sevgili Kadir Hocam, beni çağırmanıza çok sevindim, bu benim bir veda günümdür, ” diyordu. 7 Eylül 2003 öğleden sonra Söke Öğretmen Evi bahçesinde şair arkadaşlarla sohbet edip konuşuyorduk. Kültür ve kitap alışverişi yapıyorduk. Bizler gölgede ağaçların altında oturuyorduk. Tahiroğlu sandalyesini almış duvarın dibinde halsiz bir şekilde dinleniyordu. Gerçekten rahatsızdı. Akşam birlikte Ziraat Lisesindeki misafirhaneye götürdük. Arkadaşlar gece geç saatlerde onu hastaneye bile götürmüşlerdi. Ertesi gün onu Ziraat Lisesi’nden aldığımda “ Kadirciğim bana izin verin, İzmir’e gideceğim, kendimi hiç iyi hissetmiyorum.”diyordu. Şair arkadaşlarla vedalaştı. Yanında siyah renkli bir araba vardı.” Bir şoför filan tutalım” dedimse de “hayır ben gidebilirim” dedi. O haliyle İzmir’e gitti. Aradan 20 gün geçtikten sonra Urla’da hastanede tedavi görürken Hakk’a yürüdü. 30 Eylül 2003’de aramızdan ayrıldı.
Yukarıda sözünü andıklarım Dr.Tahir Kutsi Makal, Halil Soyuer, Müberra Hatice Kıran, Mustafa Özcanyüz ile birlikte değişik tarihlerde kaybettik. Tayyar Tahiroğlu da onlara kavuştu. Hepsini saygı ve rahmetle anıyor, mekânları Cennet olsun diyorum. imzalı olarak bana armağan ettiği yapıtları şunlardır :
Lüleburgaz Köprüsü,
Ayçiçekleri,
Haşin Baba,
Sonbaharın Getirdikleri,
Eminin Ciğeri, (Roman),
Kırkıncı Bahar,
Pınardan Damlalar (şiir),
İznik’te Göl Akşamları ( Şiir-Güldeste),
”Bir Öykümüz var” (Nikolay Babaoğlu’nun Gagavuz Lehçesi’nden Türkçe’ye uyarlanan öyküleri ),
Kutsanmış Topraklar ( 3 cilt),
Kutsaldır Bu Topraklar
Çok Gezen mi ?
“Çok Gezen mi?”, “Pınardan Damlalar” ve “Kutsanmış Topraklar’ın” (Gezi, araştırma ve inceleme) önsözleri bu satırların yazarı tarafından kaleme alınmıştır.
Söke’ye geldiğinde bana özel olarak ve renkli bir çerçeve armağan etmişti. (Çerçeve 18x 25 ebadında) Bu renkli çerçevede Atatürk’ün bir resmi, Türk bayrağı ve çiçeklerle süslenmiş otantik raylı bir araba vardı. Ayrıca büyük boy bir fotoğraf yer alıyor. Yine bu çerçevede özenle hazırlanmış bir şiiri yer alıyor. Şiirde Atatürk’ü ve Çanakkale’yi anlatıyor. Şiir tam olarak okunmuyor. İlk dörtlüğünü sunuyorum :
O ki bir yere gidiyordu düşünsel,
Sanki gül bahçesine girercesine,
Alnında mermiler, göğsünde şarapnel,
Yürüyordu durmadan tam ercesine..
Bu dizelerin sahibi asker şair, yazar Tayyar Tahiroğlu bir yurtsever, samimi bir Atatürkçü, aslını asla inkâr etmeyen, milli ve manevi değerlerimize bağlı saygılı bir insandı. Vefatının dördüncü yılında saygı ve rahmetle anıyorum.
Abdülkadir Güler
* * * *
AŞK DENEN İKSİR
Doğunca istiridyede bir inci
Varın görün siz ondaki sevinci
Dinlemez ki o ihtiyarı genci
Aşk denen iksir budur işti
Varın görün siz ondaki sevinci
Dinlemez ki o ihtiyarı genci
Aşk denen iksir budur işti
Isırgan otu yakar, acı acı
Sarıca arıdır onun baş tacı
Elbette vardır aşkın da ilâcı
Aşk denen iksir budur işte
Sarıca arıdır onun baş tacı
Elbette vardır aşkın da ilâcı
Aşk denen iksir budur işte
Acı kokusu sevdirir naneyi
Baykuş aşk için sever viraneyi
Gül de açmak için bekler nameyi
Aşk denen iksir budur işte
Baykuş aşk için sever viraneyi
Gül de açmak için bekler nameyi
Aşk denen iksir budur işte
Platonik aşk, titretir gelini
Yaklaşıp da yâr tutunca elini
Kimseler demez ki bunlar deli mi
Aşk denen iksir budur işte
Yaklaşıp da yâr tutunca elini
Kimseler demez ki bunlar deli mi
Aşk denen iksir budur işte
Tayyar TAHİROĞLU
(Ayçiçekleri, s. 10)
(Ayçiçekleri, s. 10)
DUYGULAR
Gönlümü bir sevinç kaplar
Görünce çocukların gülüşünü
İçim burkulur sonbaharda
Görünce yaprakların dökülüşünü
Görünce çocukların gülüşünü
İçim burkulur sonbaharda
Görünce yaprakların dökülüşünü
Gerilere… taa uzaklara giderim
Görünce toprağın sürülüşünü
Alınınca yerinden
Kalbim sızlar derinden
Görünce toprağın sürülüşünü
Alınınca yerinden
Kalbim sızlar derinden
Görünce bir ağacın sökülüşünü.
O da bir çocuk gibidir
O da filizlenip yeşerdikçe güler
Ama, konuşamaz ki…
O da bir çocuk gibidir
O da filizlenip yeşerdikçe güler
Ama, konuşamaz ki…
Tayyar TAHİROĞLU
(Duygular, s. 34)
(Duygular, s. 34)
Kutsanmış Topraklar (3 cilt) -Tayyar Tahiroğlu- Yayınevi : Hür Efe Matbaası 239+263+248 Sayfa Basım Yılı : 1997
Emin’in Ciğeri Tarihsellikten Güncelliğe “Razgrad Olayları” -Tayyar Tahiroğlu- Mayıs 1985 İzmir Kitap 358 sayfadır. Sonuna kaynakça ve sözlük eklenmiştir. Kitap, yazar Tayyar Tahiroğlu’nun…
Haşin Baba – İşte Trakya -Tayyar Tahiroğlu- Basım Tarihi : 1987 Yayın Evi: İSTANBUL Sayfa sayısı : 570
Ay Çiçekleri (Şiir) -Tayyar Tahiroğlu- Basım Tarihi : --- Yayın Evi: Sayfa sayısı : 94 AŞK DENEN İKSİR Doğunca istiridyede bir…